İyi bir adam olan Şaban, zengin olma hayalleri kurmaktadır. Hayallerini İstanbul’da gerçeğe dönüştürebileceğini düşünen Şaban, köydeki tarlasını satıp yola koyulur. İstanbul’a ayak bastığında yaptığı ilk iş ise amcasının oğlunu aramaktır. Bu sırada başına türlü belalar açmaktan geri kalmayan Şaban, saflığı sonucu bir adamdan Boğaz Köprüsü’nü satın aldığını düşünür. Dolandırıldığını anladıktan sonra adamın peşine düşer. Bu esnada zor durumda olan birine yardım eden Şaban, adamla çok iyi dost olur. Ancak ortada bir problem vardır. Yardımcı olduğu adam, Şaban’ı sadece içtiği zamanlarda hatırlamaktadır. Ayık olduğu zamanlarda ise Şaban’ın varlığından haberdar değildir. Bu şekilde kargaşa içinde geçen Şaban’ın hayatı parkta çiçek satan bir kıza vurulmasıyla bambaşka bir hal alır. Aşık olduğu görme engelli kıza yardım etmeye karar veren Şaban, kızın gözlerinin açılması için her şeyi yapmaya hazırdır.